Gündemi sarsan bir haberle haftaya merhaba dedik. Timur Soykan’ın yaptığı bir haber hepimizin boğazını düğümledi ve bu kadar da olmaz artık dedirtti. Olay 2004 yılında yaşanıyor. Yusuf Ziya Gümüşel, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu. Kızını 6 yaşında iken, 29 yaşında olan bir müridi ile imam nikahıyla evlendirmiş. Anne ve baba olarak gönülleri ferah, içlerini sinerek bebekleriyle oynayacak yaşta olan çocuklarını kendisinden 23 yaş büyük bir adamla yaşamasını normal bulmuşlar ki babası nikahını kıymış.
6 yaşında gelinlik giydirilen çocuğun hikayesini iddianameye göre sizlere anlatmak istiyorum. 6 yaşında imam nikahı kıyılıyor, 13 yaşında nişan yapılıyor. Nişanlıyken çocuk, annesiyle birlikte doktora gidiyor ve doktor muayene ederken kız çocuğunun cinsel istismara uğradığını tespit edip savcılığa başvuruyor. Savcılık, doktordan kemik yaşı testi istiyor fakat 13 yaşındaki çocuğumuzun yaşı kemik yaşı testinde ne hikmettir ki 21 çıkıyor. Çocuğun kocasının bir mürid ile konuşurken, polis ve savcıda nasılda yedi şeklindeki konuşarak başka bir kadını teste sokulduğunu kanıtlar şekilde iddianamede yer verildiği belirtiliyor.
Bu kız çocuğu okula gönderilmemiş ve karanlığa hapsedilmiş. 14 yaşına gelince kız çocuğuna düğün yapıyorlar. Bu arada yani 29 yaşındaki kocanın 6 yaşında çocukla evlenmekten, boy boy fotoğraflar çekilmekten anlıyoruz ki hiç bir itirazı yok ve gayet de mutlu. 29 yaşındaki koca, durumu normalleştirmek için 6-7 yaşındayken kız çocuğuna bunun bir oyun olduğunu söylüyormuş!
Şimdi gelelim bu olayı bizim nasıl öğrendiğimize. Üzerinden seneler geçmiş ve 6 yaşında evlendirilen kız çocuğu bunca sene kanıt toplamış. Boşanmış ve daha sonra suç duyurusunda bulunmuş. Suç duyurusunda bulunduğunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harekete geçmiş ve çocuğa sahip çıkmış. Hatta mesleki eğitimler ve ingilizce öğrenmesi için dersler aldığı belirtiliyor. Bu arada başından bunca olay geçen kız çocuğunun bir erkek evladının bulunduğu, şu anda farklı bir ilde koruma altında yaşadığı edindiğim bilgiler arasında.
Bu olayda bahsi geçen durum; çocuk istismarı, sapkınlık, ileri seviyede tarikatlarin ataerkil üstünlüğüdür. Türkiye’de birçok vakıf ve cemaat var. Tabi ki hepsini aynı kefeye koymak doğru değil ama bu geçmiştende bilinir ki dini kullanarak insanların özgürlüğünü kısıtlamak bağnazlıktır. Belgelerle konuşulan çocuk istismarına odaklanmamız gerekirken, haberi yapan Timur Soykan için başlatılan karalama kampanyaları bile zihniyetin ne kadar kötü olduğunun bir göstergesidir.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kendi alanı dışında birçok konu hakkında yorum yapmaktan çekinmeyen biridir. Çocuğun nitelikli istismarı ortadayken ve konu Erbaş’ı yakından ilgilendirirken açıklama yapmaması dikkatimden kaçmadı. Son dakika haberi gibi olacak belki ama sosyal medyada tepki gören Diyanet’ten sonunda açıklama geldi ve “İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz” denildi.
Ben şunu merak ediyorum, yetkililerin tepki vermesi için daha kaç vaka yaşanmalı? Bu konuyu görmezden gelemezsiniz, susamazsınız. Eğer ki bunları yapıyorsanız sizde suça eşlik ediyorsunuz demektir. “Küçüğün rızası var”, “bir kereden bir şey olmaz” diye yapılan açıklamaları asla kabul etmiyorum! Bu düşüncede olanlar çocuk istismarını meşrulaştırmıştır ve onlarda yargılanmalıdır.
İslamiyet bir sistem…O sistem içinde yaşıyoruz inancıma göre. Biz Müslümanlar şu anda bu sistem içinde en iyi denen ülkede bile berbat durumdayız. Yaratıcının oluşturduğu sistem içinde kabus gibi hareket ediyoruz. Bu insanlara ses çıkarmamız gerekiyor. Yaptıkları da yanına kar kalmamalı. Referans aldıkları kişi Hz.Muhammed..Ne yazık ki doğru bilgi ile alınmış referans değil. Hz.Aişe ile 6 -9 yaş arasında evlendiğini zannediyorlar. Peygamberin 18 yaşından önce Hz.Aİşe ile evlenmesi söz konusu değil. Bu tam anlamıyla Abbasiler ve Emeviler kötü marketingi. Oradan gelen bütün bilgiler yanlış… Bunun da yanlış olduğu gibi…Bu sapıklıklar umarım cezasını bulur ki bir daha yeltenmesinler diyorum.
Tarikat ve cemaatler elbet bir gün kapatılacak! O gün geldiğinde hesap sorma vakti bizde olacak..
Merhabalar Elif Hanım, gündemde olan bu vahim olay ile ilgili kaleme aldığınız yazınız için çok teşekkürler. Toplumumuzun tüm kesimleri tarafından lanetlenen bu sapkın olaya sebep olanlara mutlaka gereken cezayı Türk Adaleti verecektir.
Bu tarz sapkın düşünceler, dini, insani hiç bir değer ile bağdaşmamaktadır.
Konunun, kamuoyu ve tüm siyasi çevreler tarafından tepki ile karşılanması takip edileceğini göstermektedir.
Bu ve buna benzer olayların yaşanmaması dileğiyle, selamlar, sevgiler.
Bu vahim olayı yazdığın için teşekkür ederim Kızım.Bu olayı sosyal medyada duyduğumdan beri bir anne olarak içim içime sığmadı.Bir çoçuğa Anne babası bunu nasıl yapar diye sorguluyorum.Bizde müslümanız inançlarımız var ama bu olayı kabul etmiyorum.Ülkemizde bizim daha duymadığımız kaç tane kız çoçuklarımız var diye soruyorum.Umarım devlet yetkililerinden ,insan ve anne olarak içimizi rahatlatacak gereken önlemleri alırlar.
Ulu önder Atatürk zamanında tekke medreseleri ve cemaatleri boşuna kapatmadı. Hem Müslümanlıgı hemde Ülkemizi kötü amaçlarla kullanmak isteyenleri önlemek Çağdaş Laik bir toplum yaratmak için di. Hala cemaatlerin tarikatların açık bırakılarak bu tarz olayların yaşanmasına fırsat verildiğini düşünüyorum. Bireysel cezalandırmanın yeterli olmadığı kanaatindeyim.
Korkunç bir olay. Ülkece bu olayların oluşturduğu bataklıkları kurutmak gerek.
Kuran’da din adamı kavramı yoktur. Dini ve dinleri öğrenmenin yolu Kuran ve diğer ilahi kitaplar. O yüzden ne tekke, ne cemaatlere ne de Diyanet İşleri gibi bir kuruma ihtiyaç var. Diyanet İşleri AKP’nin arka bahçesi zaten. Oranın aracılığı tüm pislik işlerini hallediyorlar. Mamafih Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu anlıyoruz bu tekke ve cemaatleri kapatarak… Çoğu sapıtmaya hazır şeyler, şuhlardan oluşuyor. Çok fena gerçekten…
Okurken tüylerim ürperdi bir de olayı yaşayan taraf var düşünmesi bile çok kötü diyecek soylecek bise bulamıyorum Türkiye de yaşıyorsan herseyi normallestirilebiliyor diyanet sesi çıkmaz yetkililer çözüm bulmaz gibj gibi ….ülke olarak sessiz kalmamak gerekiyor adalet anca duvarda yazılıyor okumakla yetiniyorsun uygulamada yok öyle bise