Küçük Bir Mola

Evet uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba. Ülkemizin yüzyılın doğal afetlerine ne kadar açık olduğunu yaşadığımız bir 3 ay geçirdik. Açıkçası bu süreçte bırakın yazı yazmayı yemek yemek, su içmek ya da uyumak gibi eylemler içimden yapmak gelmedi. Canımız burnumuzda, öfkemiz her geçen dakikalarca artan bir süreçten geçtik. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyanın gözü kulağı bizdeydi, bende bu süreçte çok şey yaşadım çünkü arkadaşlarım ve aile dostlarımızdan bir kaçını maalesef kaybettim. O süre zarfında yazı yazmak çok istesem de kendimi frenlemeye çalıştım, öfkem daha ağır bastı. Şu an düşünüyorum da iyi ki yazmamışım kesin keyifsiz yazılar serisi olurdu.


Neyse gelelim bugünkü yazının konusuna. Ramazan geldi geçti, bayram ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı birleşti. Ailem ve aile dostlarımız 20 kişi beraber tatil yapmaya karar verdik. Bu sefer ben ayarlamadım ve annem bu işi ele aldı. Tatile gitmeden sadece 2 gün önce hangi otele gideceğimizi soracak kadar yoğun bir iş dönemim oldu. Klasik ben, bir yere gitmeden önce yaptığım sosyal medya araştırması yaparım. Ee otel güzelmiş diyerek valizi hazırladım. Sıfır beklenti, fazla huzur, yoğun aile saadeti adı altında Marmaris’e geldim. Otelimiz Grand Yazıcı Club Turban idi. Termal konseptliydi. Sauna, termal havuz, açık havuz, full paket olduğunun bilince başlayan tatilimin, en güzel konaklama deneyimi olacağını nereden tahmin edebilirdim ki?


3 gece 4 gün kaldığımız otelimizde inanılmaz keyifli bir misafir deneyimi yaşadık. 20 kişi gittiğimiz tatilde herkesin mutlu ayrılması takdir edersiniz ki çok zordur. Grand Yazıcı Club Turban bunu başardı o yüzden öncelikle Yazıcı ailesini tebrik etmek istiyorum. Çalışanların samimiyeti o kadar içtendi ki herkesle sohbet etme isteğim oluştu. Enes dışarıdaki kahvenin garsonu, şu an 1. sınıf gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği okuyor, dersler online’ a geçince gelip çalışmak istemiş. O kadar kibar o kadar saygılı ve güler yüzlüydü ki ailecek hayran kaldık kendisine. Teşekkürlerimizi bizzat ilettik. Serkan Özen, bar müdürü. Kendisiyle ilk akşam pool bar diye geçen açık barda tanıştık. Annem, ben ve Nazlı ile eğlenirken her dakika barın güvenliğini, içkilerin kalitesini, müşteri memnuniyetini en yüksek seviyede tutmaya özen gösterdi. Saat gece yarısı olunca Dj performansı bitti ve kendisiyle göz göze geldim. Hemen aklımdaki soruları sordum, İzmir’de ve İstanbul’da biliyorsunuz müzik 12’de bitmiyor. Burada şikayet mi oluyor dedim ve Serkan Bey ile o dakika tanışıp 4 gün boyunca hoş sohbeti, samimiyeti ve çalışkanlığıyla bizi mest etti. Bu arada %60-40 oranında Türk ve yabancı oranı mevcuttu. Yabancılar genellikle İngiliz, Hollandalı ve Rus diyebilirim. İlk gece barda eğlenirken bir İngiliz benimle sohbet etmek istedi ben kibarca teşekkür ettim ve iletişim kurmak istemediğimi kendisine ilettim. Barda 4 gün boyunca benimle ilgilenen iki tane pırlanta gibi genç vardı. Baktılar benimle muhabbet etmeye çalışan yabancılar var hemen araya girdiler. Barmenlere dedim ki, çok teşekkür ederim ama ben başımın çaresine bakabilirim hatta baktım bile ama sizin ilgi ve alakanıza çok teşekkür ediyorum. Sonraki 3 günde aynı saygıyı koruyarak bana göz kulak oldular.

Can Çapar adında çok tatlı bir tasarımcıyla tanıştım. Can Bey’in otelin içinde kadın ve erkek olmak üzere 2 adet mağazası bulunuyor. Ürünlerin hepsi tasarım ürünler ve Vakko’da satılan markalar. Tabi ki her gün bir iki bir iki parça ala ala battım. 😂 Şaka bir yana Can Bey ile o kadar ortak arkadaşımız ve akrabalarımız çıktı ki, tekrar bir araya gelmeyi heyecanla bekliyorum. Size de şiddetle ürünlerini öneririm.

Bayramın birinci günü Derya Uluğ’un canlı performansını izledik. Ben kendisini ilk defa dinleme fırsatı buldum ve beğendim. Özellikle Derya Uluğ ara verdiğinde, kendi ekip arkadaşlarının rap ve pop performanslarını çok başarılı buldum. Bayramın ikinci günü Metin Şentürk sahnedeydi. Şahsen ben dinlemeye gitmedim, annemlere Serkan Bey sayesinde güzel bir yer ayarladım ve dışarıda eğlenmeye devam ettim. Ama Metin Şentürk’ün performansının da fena olmadığını duydum.

Ben çok erken uyanan biriyim, bilen bilir. 2-3 saat kaliteli uyuduysam bana yeter ve günümü çok dinamik geçirebilirim. Tatilde de öyle oldu. Annem ve babamla family room denilen oda konseptinde kaldık. Benim odam ayrıydı adamızda bir kapı vardı, banyo tuvalet ayrıydı. Ne kadar ayrı olsa da yaşım 35 annem ve babam beni hala merak eder. Neyse ben tabi 4 gibi uyandığım zamanlar, kulaklıkla müzik dinlesem de, kitap okusam da odanın içinde vakti belli bir miktar geçirebildim. Ve saat 05:30 gibi spora çıktım genellikle. Marmaris’in güzel sessiz temiz havasıyla sahilde yürüyüşler yaptım. Hatta ben dönerken babam yeni yürüyüşe çıkıyordu, sahilde birbirimize yarışçılar gibi çak yaptık. 😄 Sabahın en güzel saatlerinde çıkıyorum dolanıyorum falan hala bar açık oluyor, içkiye devam edenler oluyor tabi ki. O sabahlardan birinde Selçuk Koca ile tanıştım. Kendisi gece müdürü, hem bardan hem de güvenlikten sorumlu. Yaklaşık 4 saat sohbet ettik, otel hakkında, Marmaris hakkında, ülkemizin durumu hakkında, ailelerimiz hakkında yani ne aklınıza gelirse. Biz sohbet ederken babam yürüyüşe çıktı çünkü onun saati gelmişti.

Selçuk Bey beni kırmadı ve bizi golf aracıyla tüm otel ve civarını gezdirdi. 2015 yılı tarihler 15 Temmuz’u gösterdiğinde şu an ki cumhurbaşkanımız olan Recep Tayip Erdoğan bu otelde konaklıyormuş. Biraz o günden sohbet ettik, etraftaki otel misafirlerinin hizmet aldığı Uzak Doğu, İtalyan ve balık restoranlarını gezdik. Birkaçını deneyimlemiştim, gayet başarılı bulduğumu Selçuk Bey’e ilettim.


Otelden çıkış yapmadan önce annemi Can Çapar’ın dükkanına götürmek istedim, babamda bize eşlik etti. O sırada babam ne kadar memnun bir şekilde otelden ayrılacağımızdan bahsediyordu ki Can Bey bu güzel izlenimlerinizi otelimizin sahibi Efsun Hanım’a iletmemizi rica edeceğim, kendisi çok sevinecektir dedi ve bizi Efsun Yazıcı ile tanıştırdı. Mütevazi, içten ve hoş sohbet şeklinde kendisiyle 15 dakika geçirdik. Biz ailecek birçok otelde kaldığımız için ve yurtdışı seyahatlerimizde olduğu için iyi bir bildirim verebilecek örneklem olduğumuzu düşünüyorum.

Ve pazar günün ortasında otelden çıkışımızı yaptık. Tüm bizimle ilgilenen personelle tek tek vedalaştım, eylülün 15’inden sonra tekrar görüşmek üzere ayrıldım. Sonuç itibariyle, bütçenize göre Marmaris’e gelirseniz gözünüz kapalı Grand Yazıcı Club Turban’ı tercih edebilirsiniz, şahsen ben kefilim. Bir aksilik oldu diyelim ki, olmaz ama fazlasıyla telafi edeceklerine bizzat şahit oldum. Bu da böyle bir seyahat deneyimimdi. Umarım okurken keyif almışsınızdır.

Küçük Bir Mola” ile ilgili 3 görüş

  1. Hakan Ceyhun

    Yazılarınızı özlemiştik Elif Hanım, çok güzel bir tatil geçirmiş ve anılar biriktirmişsiniz. Konakladığınız yeri tüm detayları ile gözümüzde canlandırdık. Güzel zamanlar geçirmenize ve mutlu olmanıza çok sevindik. 🙂 Yeni blog yazılarınızı da sabırsızlıkla bekliyoruz. Selamlar ve sevgiler ile…

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir