Geçen gün Harvard Business Review Türkiye’nin Mavi Yeşil Dönüşüm: Döngüsel Ekonomi Perspektifi ile Sürdürülebilirlik Modelleri adlı etkinliğe katıldım. Orada öğrenmiş olduğum Mavi yeşil gelecek projesinden bahsetmek istiyorum.
Mavi yeşil gelecek, sürdürülebilirlik ve çevre bilinciyle uyumlu bir endüstriyel dönüşümün önemini vurgulayan bir kavramdır. Bu perspektif, işletmelerin çevresel etkilerini azaltmak, doğal kaynakları daha verimli kullanmak ve toplum için daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek amacını benimsemektir.
Mavi, suyu betimler ve su kaynaklarının korunması, etkin kullanılması ve su ile ilgili çevresel sürdürülebilirlik önlemleri temsil eder. Sanayiciler için mavi yaklaşımı suyun verimli ve etkin kullanılmasıyla işletme süreçlerinde iyileştirmeler yapmayı ve suyun kirliliğinin azaltılmasını amaçlar.
Yeşil, doğayı ve ekosistemleri temsil eder. Doğal kaynakların korunması, yenilebilir enerji, atık azaltımı gibi çevresel önlemleri içerir. Sanayiciler, yeşil dönüşüm adı altında faaliyetlerinde doğaya zarar verecek tüm etkenleri azaltmayı hedefler.
Mavi yeşil gelecek projelerinden bir tanesi Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj problemidir. Marmara Denizi’nde artan kirlilik, iklim değişikliği ile 2021 yılında denizin birçok yerinde musilaj sorununa neden oldu. İklim değişikliğiyle deniz suyu sıcaklığının ortalamanın üzerinde olması ve denize boşaltılan kanalizasyonlar, sanayi atıkları, tarımda kullanılan kimyasal gübreler, zehirler denizi pisletti. Kirliliğin azalmasına yarayan fitoplanktonlar (minik bitkicikler) azot ve fosfor tüketmek için aşırı çoğaldı ve bu durumda baş edemeyince şekersi bir salgı üreterek kilometreleri bulan, örümcek ağına benzeyen oluşumlar oluştu. Bu yapının adı müsilaj yani deniz salyasıdır.
Deniz ve su kaynaklarının, toprağın, havanın sürdürülebilir yönetimi ile ekonomik kalkınmayı mavi yeşil gelecek sağlamaktadır. İklim değişikliği ile mücadele stratejisinde temel taşını oluşturur. Böylelikle döngüsel ekonomiye geçişi ve toplumun refahını arttırmayı hedefler. Deniz ve su ekosistemlerini korursak, atık yönetimi ve çevre dostu üretim tekniklerini kullanırsak mavi yeşil gelecek bizi bekliyor olacaktır.
Eline, gönlüne sağlık
Doğayı koruma konusuna dikkat çeken güzel bir yazı olmuş Elif Hanım. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için sanayi atıklarının kontrol altına alınması ve cezai yaptırımların artırılması gerektiği kanaatindeyim. Aksi takdirde karanlık bir dünyaya doğru gitmemiz kaçınılmaz olacaktır. Selamlar ve sevgiler ile.
Proje olarak kalır. Maden çalışmaları termik santraller vb daha öncelikli projeler 🙂
Bu konu benim konum diyeceğim ama herkesin konusu olması gerek. Üretim yapıyorsan, hizmet veriyorsan bunu mavi-yeşil çerçevede yapmak gerekir. Sürdürebilir bir şimdi ve gelecek için bunun yapılması şart. Bu noktada Birleşmiş Milletler’in belirlemiş olduğu sürdürebilir kalkınma hedefleri( amaçları) var. 17 hedef(amaç) var. Mamafif bu hedeflerin okullarda öğretilmiş olduğunu, olacağını umuyorum. Sadece çocuklara değil bütün insanlara, insanlığa aşılamak…