Afganların Sesleri

Son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız göç dalgasıyla, Afganistan’ın nasıl bir rejimle yönetildiğini daha net görür olduk. Aslına bakarsanız, güzel bir tiyatronun sona ermesiydi bu yaşananlar çünkü Taliban Afganistan’ı daha önceden ele geçirmişti fakat resmi bir açıklama gelmemişti. Doğrusunu söylemek gerekirse, Suriyelilerin ülkemize gelip yerleşmesini o kadar kanıksadık ki Afganlar’da gelince milletimiz ses çıkarmayacak ve bir tek ben öfkelenecekmişim gibi hissetmiştim. Ama bu sefer beni şaşırttılar ve iktidarın belli bir kesimi bile dur dememiz gerekiyor diye demeçler verdiler.

Bundan tam tamına bir hafta önce Altındağ’da gencecik bir vatandaşımız mülteciler tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. İnsanları ötekileştirmekten hiç hoşlanmıyorum lakin; vakti zamanında Suriyeliler ülkelerini terk ederken çocuklarıyla, eşleriyle, hayvanlarıyla ve eşyalarıyla sınırlarımızdan geçtiler. Peki her gün genç erkek Afganların yürüyerek geçtiği sınırlarımıza Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye yol geçen hanı değildir” açıklaması ironi değilse nedir, soruyorum size?

Henüz bitmeyen pandemi sürecinde ülkemize giriş yapmış olan ve sokaklarda dolaşan mültecilerin durumu ne olacak? Evleri yok, işleri yok, aşıları yok, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar ki elleri silah ve bıçakta tutuyor öldürülen gencecik yurttaşımızdan bildiğimiz üzere! İş arıyorlar, kalacak yer bulmaya çalışıyorlar bunca sefalete rağmen çoğalmaktan da vazgeçmiyorlar. Her yerde en az 2-3 yaşında göçmen çocuk; ne ara geldin yuvanı kurdun, düzenini oturttun da çocuk yapacak seviyeye geldin aklım almıyor. Hayır yani ben bir Türk vatandaşı olarak ülkemde kendimi ne ekonomik ne sosyal ne de siyasi açıdan özgür hissedemediğim için çocuk yapmaktan korkuyorum, bunlar maşallah mülteci oldukları memlekette 1-2 taneyle de yetinmiyorlar! Tabi ki bu düzenin altında başka nedenler var ama bugünkü yazımın konusu bu değil.

ABD’nin Afganistan’dan askerlerini çekmesiyle birlikte “Taliban” ben daha ölmedim dedi ve perde tekrar açıldı. Taliban’ın baskıcı rejimden kaçmaya çalışan insanların uçakların kanatlarına tırmandıklarını görmekle kalmayıp, kargo uçağının iniş takımlarında insan vücuduna ait parçaların bulunduğu ABD tarafından onaylanalı birkaç saat oldu. Bütün dünya Afganistan’ı anbean takip eder oldu. 

Bunca olanların arasında, tek savunduğum bir şey var ki milyonlarca Afgan kadını ve çocuklarının yaşamı tehlikede ve bu erkek rejim baskısını hiç mi hiç hak etmedikleridir. Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı Zarifa Ghafari “beni öldürecekler, oturdum ve gelmelerini bekliyorum” diyor. Öteki yandan Takhar vilayetinde burka giymediği için bir kadını sokak ortasında kurşun yağmuruna tutarak öldürdükleri haberi içimizi acıtıyor. Afganistan’a şeriat bugün gelmemiş olabilir fakat Afgan kadın ve çocukların kurtuluşu devrimci mücadele ile gerçekleşecektir.

Afganların Taliban’dan kaçışını gören belli bir kesim şimdi; minnettarız Atatürk sloganları atmaya başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni yoktan var etti. Demokratik, kadın-erkek eşitliğine dayanan, halkın isteklerine kulak veren, seküler bir devlet olarak kurmuştur. Dolayısıyla bu zamana kadar bunu duyup ve bilip anlamak istemeyen zihniyetler Afganistan’ı görünce iyi ki Atatürk vardı demeleri sinirlerimi zıplatıyor! 

Bu arada Erdoğan’ın Afganistan’da yaşanan krizi fırsata çevirip Taliban ile diplomatik bir ilişki kurduğu takdirde, AB ve ABD’nin kendisine daha çok ihtiyaç duyacağını düşündüğü söyleniyor. “Batının vazgeçemediği alternatifsiz lider” ünvanını almak istiyormuş, çıkan haberler bu yönde benden söylemesi…

Afganların Sesleri” ile ilgili 5 görüş

  1. Göksel Yelken

    “Batının vazgeçemediği alternatifsiz lider” değil, tarihe tam bir leke olarak geçecek. Kendisini hala destekleyen 35-40 bandındaki kesimde kurtaramayacak. Bu kadar ondan nemalanan, onu koruyan, ondan beslenen kesim kul hakkına giren kesim geri kalan kesimin acılarını yıllardır görmemekte.. Balçık çamurda debelenen tarihimin yüz karası, kör talihi olan idareci diyebiliriz onun için, siyasal İslamın kara yüzü. Lider demek onun için çok fazla. Ata’mın kurduğu Türkiye Cumhuriyeti için defalarca kez şükretsek az olur. Afganistan ile karşılaştırmak değil de biraz durumu değerlendirmek gerekiyor. Laikliği gözler önüne sermek gerekiyor. Ne kadar değerli olduğunu söylemek lazım. İran Mollalar’ı, Afganistan Taliban’ı, yok IŞID derken; Amerika’nın yarattığı bu ucubeler müslümanları ve islamiyeti haddinden fazla karaladı. Hak yerini bulacaktır ve gerçekler açığa çıkacaktır. Yazın için çok teşekkürler. Çok güzel girmiş, devam etmiş ve bitirmişsin.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir