Atasözleri ve Deyimlerin Gerçek Hikayeleri

Günlük hayatta konuşurken ve yazı dilinde atasözü ve deyimleri sık sık kullanıyoruz. Peki atasözü ve deyimlerin hangi hikayelerden geldiğini biliyor musunuz? Gelin hep beraber öğrenelim.

Güme gitmek, Osmanlı döneminde Yeniçeriler suçluları hapse atarken “hoop güm” şeklinde naralar atarlarmış. Suçu olmayan kimseleri yanlışlıkla zindana atıldığı durumlarda, halk günahsız hapse atılan kişiler için “yazık, güme gitti” dermiş.

Bize de mi lo lo lo’nun ortaya çıkışı benim en ilgimi çekenlerden. Borcunu ödemeyen bir adam tefeciler tarafından mahkemeye veriliyor ve adam avukatına gidiyor durumu anlatıyor. Avukat “merak etme, seni kurtarırım” diyor. “Nasıl olacak bu iş” diye adam avukatına soruyor. Avukat anlatıyor, “mahkemede dilsiz taklidi yapacaksın, yargıç ne sorarsa ‘lo lo lo’ diyeceksin diyor. Mahkeme günü geldiğinde yargıç ne sorarsa adam “lo lo lo” diyor ve avukat “benim müvekkilim dilsiz, böyle bir borcu yok zavallıyı mağdur etmek istiyorlar” der ve davayı kazanırlar. Bir kaç gün sonra avukat adamdan ücretini talep eder. Adam avukata “lo lo lo” der. Şaşıran avukat “bize de mi lo lo lo, benim verdiğim akılla beni mi alt edeceksin” der ve bu deyimin hikayesi buradan gelir.

Mürekkep yalamak, yazı yazarken eskiden mürekkep boyası kullanılırmış ve mürekkeple yazılan yazıları hatalı yazınca düzeltmek için serçe parmağının ucuyla dilini ıslatıp hatalı olan yeri silerlermiş. Böylelikle yazı ustasının serçe parmağına bulaşan mürekkebi diline de bulaşmış olurmuş. Anlaşılacağı üzere mürekkep yalamak deyimide buradan gelmektedir.

Foyası meydana çıkmak, kuyumcular yaptıkları kolye, yüzük, küpelerin üzerine mücevherlerin ışığı daha iyi yansıtsın ve daha parlak gözüksün diye “foya” adı verilen bir madde sürerler. Bu madde belli bir zaman sonra dökülür. Halk arasında doğru söylemeyen ve insanları kandıran kişilere foya maddesinden kaynaklı “foyası meydana çıktı” deyimi kullanılır.

Dingo’nun ahırı, Şişhane’nin dik yokuşuna çıkmakta zorlanan atlı tramvaya destek olmak için ek atlar kullanılırmış. Destek için gelen atlar Taksim’de bulunan Dingo isimli Ermeni bir kişinin ahırında dinlendirilip sonra tekrar çalışmaları için götürülürmüş. Gün içerisinde atların sık sık girip çıkmasından dolayı girenin çıkanın belli olmadığı anlamına gelen “Dingo’nun ahırı” deyimi bu şekilde kullanılmaya başlanmıştır.

Timsah gözyaşları, timsahlar avlarına yaklaşıp onları yedikten sonra sinüslerinde sıkışan hava sonucu gözyaşı dökerler. Bu gözyaşlarının acıyla ve üzüntüyle alakası olmamasından dolayı bir şeye üzülmeyen ama üzülmüş rolünü yapan kimselere timsah gözyaşları döküyor denmektedir.

Atların dizlerinde kilit mekanizmaları vardır. Ayakta dururken hiç enerji harcamazlar. Atlar öldüklerinde dizleri kitlenmiş haldeyse, sırtüstü devrildiğinde bacakları havaya kalkmış halde durur. Bu yüzden ölen kişi için “nalları dikti ” deyimi kullanılır.

Kurtlar sofrası, bir kurt sürüsü avlanacak hayvan bulamazsa ve aç kalırsa hepsi bir araya toplanıp daire oluşturur. İçlerinde en zayıf olanı belirleyip öldürüp yerler. “Kurtlar sofrası” deyimi de buradan gelmektedir.

Osmanlı zamanında haremlik ve selamlık arasında iletişimi dolaplar sayesinde kurarlarmış. Birbirine ilgisi olan ve görüşmek isteyen kişiler herkesten gizli bir şekilde haberleşirlermiş. Bu yüzden gizli yapılan işler için “dolap çevirmek” deyimi kullanılmaktadır.

Kullandığımız deyim ve atasözlerinin anlamlarını araştırıp öğrenmek benim için çok keyifliydi. Umarım sizin içinde bilgilendirici bir yazı olmuştur 🙂

Atasözleri ve Deyimlerin Gerçek Hikayeleri” ile ilgili 8 görüş

  1. Hakan Ceyhun

    Çok güzel bilgilendirici bir içerik olmuş Elif Hanım, güzel ve ilginç hikayesi olan deyimler seçmişsiniz. Ayrıca, Osmanlı döneminde deyim türetmek revaçtaymış sanırım. Devamı gelse okurum severek.. 🙂 Selamlar, sevgiler.

    Yanıtla
  2. Göksel Yelken

    Eline, emeğine ve yüreğine sağlık tekrar. Gerçekten onlarca hikaye var. Bunların bir kısmını paylaştığın için teşekkür ederim. Açıklayıcı, aydınlatıcı oldu.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir