Blog

Gençler Arasındaki Kelimeler

Sosyal medyada gençler birçok yabancı kelimeler üzerinden iletişim kuruyor. Genellikle çoğunu ben anlamıyorum. Bu yazıyı yazarken hem kendim öğrenmek hem de sizlere de öğrendiklerimi aktarabilmek istedim. Buyurun Z kuşağının kullandıkları kelimelere beraber göz atalım.

Rizz, flört gücü yüksek kişi. Karizmatikten alınmış ve türetilmiştir.

Periodt, bu böyle, nokta anlamına geliyor.

Salty, Rahatsız olmak, sinirlerin gerilmesi anlamına geliyor.

Situationship, bir aradayken sevgili gibi davranmak, ayrı zamanlarda başkalarıyla birlikte olma durumudur. Arada sadakat yoktur.

Lit, ateş etmek olarak kullanılıyor.

Thirsty, iltifata susamak olarak kullanılıyor.

Shook, şaşırılan olumsuz durumlar anlamında türetilmiştir.

Slay, muhteşem, yıkılıyor anlamında kullanılıyor.

Tea, dedikodu, dedikoduyu dökül anlamına geliyor.

Stan kelimesi, stalker ile fan kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bizdeki tabiri tam anlamıyla kral adamsın.

Canon Event, kişinin kendisi olması için başından geçmesi gereken olaylar. 

Shade, sinsilik, laf sokmak olarak sosyal medyada kullanılıyor.

Flex, gösteriş, şatafat anlamına geliyor.

Lewk, özenli, güzel kombinler ve makyajlar için kullanılıyor.

Sksksksksk, herkes bunu gülme efekti zannediyor fakat aslında heyecandan ne diyeceğini bilememe durumunu ifade ediyor.

Eminönü Artık Paralı

Geçen hafta çıkan bir habere göre, Eminönü’ye girerken artık ücret ödeyeceğimiz yönündeydi. İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP), trafiği önlemek amacıyla bu planı yayımladı. Hatta bu uygulamanın adı “Tıkanıklık fiyatlandırılması” olarak geçecekmiş. Daha önce İstanbul’da yaşayan biri olarak Eminönü gerçekten çok dar sokaklardan oluşan ve günün her saati yoğun olan bir ilçe. Kaldı ki tramvay yoğunluğun yükünü aldı ama İstanbul’un kalan yükünü belki de bu proje azaltabilir.

İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı, İstanbul’un trafik sorununu hedef alan, insan ve çevre odaklı bir uygulama. Düşünüldüğü gibi plan hayata geçerse kentte yaşanan trafik yoğunluğu 2030’da yüzde 10,1 azalması öngörülüyor. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu SKUP’un tanıtımını yaparken Türkiye’nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı olduğunu belirtti. Planın amacı, hava kirliliğinin azalması, kentin merkez bölgelerinde otomobil kullanımının düşmesi, düşük gaz salınımı, deniz ulaşımının artmasıdır.

SKUP trafiğin en yoğun olduğu saatte uygulamaya geçecek olursa 2030 yılında yüzde 10,1, 2040’da yüzde 12,8 azalma göstereceği belirtiliyor. SKUP’un hedeflerinden bir tanesi, trafik hacimliğini, sıkışıklığını ve otomobil bağımlığını azaltmaktır. Erişilebilir, ödenebilir, entegre ve kapsayıcı, çevresel olarak sürdürülebilir bir ulaşıma sahip olmayı herkes ister diye düşünüyorum. Dolayısıyla vizyonuyla, amaç ve hedefleriyle SKUP projesi uygulanabilirse İstanbul’a nefes aldıracaktır.

Trafiğin azalmasını sağlamak amacıyla hayata geçecek başka bir uygulama daha bulunuyor, o da “tıkanıklık fiyatlandırması”. Bu uygulama ile özel otomobil kullanıcıları belli bir bölgeye giriş karşılığında ücret ödeyecek. Pilot çalışma yine Eminönü’nde 6 kilometrekarelik bölgede olacak. SKUP kapsamındaki mahallelerde yaşayan kişiler kendi mahallesine park ederse düşük ücret ödeyecek.

Bahsedilen projeler Eminönü’nde başarılı olursa devamı Moda’da uygulanması planlanıyor benden söylemesi…

Google Haritalar’a Yeni Özellikler Geldi

Çoğumuz bir yerden bir yere giderken Google Haritalar ya da Yandex Haritalar’ı kullanıyoruz. Trafiğin yoğunluğunu ve varış saatini göstermesiyle haritaların hayatımızı kolaylaştırdığını düşünüyorum. Google Haritalar, kullanıcıları için bir kaç yeni özellik eklemiş. Onlardan biri gittikleri mekanları paylaşmaları. Paylaştıktan sonra o mekanlar üzerinden arkadaşlarıyla plan yapabilmeleri ve grup aktivitelerini oylayabilmelerini sağlıyor.

Bu özellikler Google Haritalarda yeni güncellemede yer alıyor. Kullanıcıların daha sosyal olmaları, arkadaşlarıyla vakit geçirmelerini sağlayacak. Uygulamada başka yeni özelliklerde mevcut; transit yol geçişleri ve emoji tepkileri de bulunuyor.

Google Haritalarda grup aktivitelerinin bulunması seyahatleri grup olarak olarak yapılabilmesini de sağlayacak. Arkadaşlarla yapılan paylaşımlarla da ortak liste oluşturulabiliyor. Gidilen yerlerin paylaşılması ve arkadaşlarla yapılan planların oylanabiliyor olması Google Haritalar’ı Yandex Haritalar’dan ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi haline getiriyor. 

Grup oluşturulması ve gruptaki kişilerin gittikleri yerleri eklemleriyle, başka kullanıcıların emoji ile oy kullanabilmesi mümkün olacak. Bu da uygulama için oldukça zevkli ve eğlenceli olacaktır.

Arkadaşlarınızla yada tek başınıza seyahat yapmak istediğiniz yerlerin listesini Google Haritalar’a kaydedebilir, ziyaret etmek istediğiniz arkadaşlarınızı ekleyebilir, doğa gezileri, müzeler, sarayları gezi planınıza ekleyebilirsiniz.

En başta bahsetmiş olduğum ve eklenen özelliklerden bir tanesi gelişmiş transit yol tarifleri özellikleridir. Kullanıcıya özelleştirme seçenekleri sunuluyor ve böylelikle Google Haritalar rotanızı ulaşım türüne ya da en az yürüme mesafesine göre sizi yönlendiriyor. Ayriyeten istasyon giriş ve çıkışları nerede, caddenin hangi tarafında olduklarını da görebileceğiniz ek gelişmelerde mevcut. Mesela trene bindiğiniz zaman gideceğiniz rota doğru yön mü değil mi bunu da net bir şekilde belirtiyor olacak.

Yukarıda bahsettiğim tüm özellikler önümüzdeki haftalarda IOS ve Android sürümlerinde yüklenmiş olacaktır. Google Haritalar’ı güncellediğiniz zaman yeni özellikleri test etmenizi öneririm.

Pasaportlar Sıraya Girdi

VisaGuide World isimli internet sitesinden yapılan bir araştırmaya göre, dünyanın en güçlü pasaportuna sahip ülke İspanya oldu. Bu zamana kadar birinciliği Singapur üstlenirken şimdi İspanya’nın olması büyük bir yankı uyandırdı. 200 ülkenin bulunduğu listede Türkiye yerini koruyarak 94. sırada yer aldı.

Almanya 3. sırada, İtalya, Fransa, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka, Çekya, Portekiz, Macaristan, Lüksemburg, Japonya, Avusturya, İsviçre, Belçika, İrlanda ve Polonya olarak ilk 20 sıralanıyor.

En güçlü pasaportları üç ayda bir güncellenen “Henley Pasaport Endeksi” ve “VisaGuide World Pasaport Endeksi” etkiliyor. Bu endeksler pasaport sahibi olan kişilerin vizesiz erişebildikleri yerlerin sayısını baz alıyor. Diğer faktörler, seyahat edilen destinasyonların önem puanı ve ülkelerin GSYİH, küresel ve ekonomik gücü ve turizm gelişiminden oluşuyor.

Ülkelerin pasaportlara uyguladıkları giriş politikaları, vizesiz girişler, ETA, e-vize, elçilik onaylı vize, varışta vize ve pasaport dışında ülkenin büyüme hızları, küresel güçleri ve turizmde gelişimi de büyük önem arz ediyor.     

İspanya’nın ilk sırada yer almasının sebebi, İspanyol pasaportu sahiplerinin 160 ülkeye ve bölgeye vizesiz seyahat edebilme hakkına sahip olması. Mesela Singapur pasaport sahipleri 164 ülkeye ziyaret edebilmelerine rağmen Avrupa Birliği kapsamında sadece kimlik kartlarıyla gezebildikleri için bu listede ikinci sırada yer alabiliyor.

Komplo Teorileri Doğru Mu?

Meta CEO’su Mark Zuckerberg ve Jeff Bezos’un kıyamete hazırlık yaptıkları gündeme oturdu. Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi olan Zuckerberg Hawaii’de büyük bir sığınak hazırladığı belirtiliyor. 

Güneş patlamasının dünyaya etkisi, uzaylıların istilası, pandemi ya da yeni bir dünya savaşı gibi komplo senaryolarının hazırlıkları Zuckerberg ve Bezos tarafından yapılıyor gibi gözüküyor. ABD’de yapılacak 2024 başkanlık seçimlerimden sonra çıkabilecek iç savaştan halk endişe duyuyor. Mark Zuckerberg Hawaii’de 5.000 metrekarelik bir sığınak yaptırdığı haberlere konu oldu ve Inserder’e göre; Zuckerberg, yiyecek, içecek gibi kendisine yetebilecek bir yeraltı sığınağı inşa ediyor.

Yerleşkenin ismi “Koulau Çiftliği” olacak ve tahmini 270 milyon dolara mal olacak. Edinilen bilgilere göre, Zuckerberg’in çiftliği en az 30 yatak odası ve 30 banyo bulunacak. Kalan konukların ağaç tepelerinden hareket edilmesi için halat köprülerle bağlanan birçok ağaç evden oluşan bir ağ Koulau Çiftliği’nde bulunacak. Merdivenlerle ve gizli kapılarla birbirine bağlı olarak tasarlandığı söz konusu. 

Oluşabilecek kıyamete ya da ne derseniz deyin, sadece Mark Zuckerberg ve Jeff Bezos hazırlanmadı. OpenAI CEO’su Sam Altman olası bir duruma hazırlık olarak ilaç, gaz maskesi, altın, silah ve hatta bir arazi satın aldığını belirtmişti.

Bu arada geçen gün Julia Roberts’ın oynadığı “Dünyayı Ardında Bırak” diye bir film izledim. Orda da tam olarak bu konular işleniyordu. Bir anda GPRS, internet her şey gidiyor ve dünyanın sonu gelirken beliren siren sesleri, sel, hayvanların değişimi ile hayatta kalmaya çalışan kişiler sığınaklarına saklanıyorlar. Filmden çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim ama yine de olası durumlar için izlemekte fayda var.

Canlı ve Heyecanlı

Kendimi iyi hissettiğim zamanları keşfedeli uzun zaman oldu. Erken yaşta spor ve müzik ile tanışmam bu yolculukta bana yol gösterdi. Aile ortamlarında özellikle 3-4 yaşlarımda şarkı söyleyip dans edermişim, ilkokulda da yüzme ile spora başladım. Lisanslı voleybolcu olarak devam eden spor hayatım, şimdi de bireysel hoca ile yaparak beni mutlu etmeye devam ediyor.

Kendimizi canlı hissettiğimiz zamanlar fiziksel olarak da enerjik hissederiz. Enerjik hissettiğimiz zamanlar, zorlama yada olması gerektiği için o ruh halinde olma durumu değildir. Tam tersi huzurlu, mutlu, canlı ve heyecanlı olduğumuz zamanlardır. Etrafımızdaki olaylara, durumlara daha iyi odaklanmamıza, farklı açılardan bakmamıza neden olur. Arkadaşlarımızın dediklerini anlamaya çalışırken empati yaparak bakmamıza sebep olur. Kendimize olan bakış açısı da netleşir. Ne istiyorum, ne yaparken daha mutluyum, bana ne iyi geliyor, nelerden uzak durmam gibi soruların cevaplarını daha kolay buluruz. Bunların hepsi aslında akışta kaldığımız zaman ortaya çıkar.

Zaman zaman kendimizi keyifsiz, canımız sıkkın, battaniyenin altından çıkmayacak kadar yorgun hissederiz. Bu hallerde doğal hallerdir, canlılık bir bulunan sonra kaybedilen ve tekrar bulunabilen bir durumdur. Dolayısıyla kendinizi cansız olduğunuz zaman suçlamayın, herkes aynı hallerden geçmektedir. Çevrenize bakıp kendinizi sürekli canlı kılmak, heyecanlı hissetmek için bir hedef koymayın. Yapmanız gereken sizi en çok canlı hissettiren anları takip etmeniz. Kendinizi yargılamadan, zorlamadan ve içinizden geldiği zaman yaptığınız aktivitelerdir. Örneğin Soren Kierkegaard “canlı kalmanın cevabını “iman” olarak vermiştir. İman, şüphe etsek de, sonunu bilmesek de kendimizi bir yola adamamızdır” der. 

Canlı olmanın tek bir formülü yoktur, herkese göre farklıdır. Benim canlı ve heyecanlı kalmamın sebepleri spor, müzik ve dans. Peki sizinkiler hangisi?

Kriz Yönetiminde Medyanın Kullanımı

Birçok gerçek kriz yönetimi örneklerini kapsayan yazılarım oldu. Bu yazımda da sizlere kriz yönetimi esnasında medyayı nasıl kullanırızı örneklerle anlatacağım. İletişim, kriz anlarını dizginlemek, sakinleştirmek ve bilgi vermek için çok önemli bir araçtır. Dolayısıyla dijital veya yerel iletişim kanallarını doğru kullanmak kriz yönetiminin gidişatını etkiler. Medya ile etkin bir iletişimin kurulamaması durumunda, kamuoyu yeterli bilgiyi edinemez böylelikle yanlış bilgiler havada uçar ve belki de haklı olunan bir durumda haksız duruma geçmiş olunabilir.

Nevşehir’de 500 kişiye istihdam sağlayan bir fabrika Türkiye ve dünyanın girmiş olduğu durgunluktan dolayı fabrikasını kapatmaya ve başka bir şehre taşımaya karar verir. Bu kararı medya ile paylaşır ve basın toplantısı yapmak üzere herkesi davet eder. Fabrikanın basın sözcüsü ve bu işle ilgilenen kişiler derslerine iyi çalışmış, gelecek sorulara önceden cevaplar hazırlamışlardır.

Soru: Fabrikanızı kapatacağınız haberi doğru mu?

Yanlış cevap: Evet, önümüzdeki Şubat ayı içerisinde fabrikayı kapatmayı planlıyoruz.

Doğru cevap: Ülkemizde ve dünyada yaşanan krizlerden kaynaklı ve ücretlerin düşük olduğu ülkelerin rekabeti verimli bir şekilde çalışmamızı etkiledi. Bu sebeple üzülerek belirtmeliyim ki tesisimizi Şubat ayında kapatacağız. Faaliyetlerimize başka bir yerde devam edeceğiz. Çalışanlarımızın tüm haklarını vereceğiz. Ama yeni tesisimizde çalışmak isteyen çalışanlarımız yeni fabrikamızda işe alım sürecinde önceliklendirilecektir.

Soru: Nevşehir’de en büyük işverenin işyerini kapatması şehri etkileyecektir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yanlış cevap: Hayır böyle düşünmüyoruz, Nevşehir’i etkilemeyecektir.

Doğru cevap: Kuruluşumuzdan beri Nevşehir’in bir parçası olmamız verdiğimiz karar ile şehri etkileyeceğini düşünüyoruz. Nevşehir çok farklı sektörlerde birçok fabrika bulunduran ekonomik anlamda canlı bir şehir. Uyum süreci içerisinde, işten ayrılan arkadaşlara çıkışları yapılmadan önce eğitimler düzenleyeceğiz böylelikle başka yerlerde iş imkanı yakalayabilsinler. Bir de, fabrikamıza alıcı bulmak için faal olarak çalışıyoruz. Alıcı bulunması halinde yine bizimle bu yolda yürüyen çalışanlarımızı yeni alıcı ile yola devam etmesi için önceliklendirilmesini konuşacağız.

Soru: Söyledikleriniz gerçekleşene kadar öncelikle Nevşehir’e ve sonra yerel ekonomiye bir darbe indirmiş olmayacak mı?

Yanlış cevap: Sizinle aynı fikirde değiliz, biz öyle düşünmüyoruz.

Doğru cevap:  Yaptığımız tahminlere göre etki oldukça küçük olacak. Çünkü çalışanlarımıza sunduğumuz hizmetler ve fabrikamızı alacak şirket ile ekonomik olarak Nevşehir kaldığı yerden devam edecek. Üretimimize Şubat ayına kadar devam edeceğiz, emlak vergilerimizi, muhtasar, SGK vergileri, KDV’lerimizi ödemeye devam edeceğiz.

Basın toplantısına hazırlanan sözcüler her soruya tane tane, özenli, açıklamalı ve tatmin edici cevaplar vermelidirler. Sorulara yanlış ve doğru cevapları bilerek sizinle paylaşmak istedim çünkü ayrıntılı ve akılcı cevaplar vermediğiniz sürece halkın kendi düşünceleri devre girer ve yorumlar artar. Kriz yönetiminde her bir kesime verilecek mesajı belirleyerek uygun medya ile iletişime geçilirse başarılı olunur.

2023’te Google’a Neler Yazdık, Nelere Baktık?

Sene sonu gelince o yılın değerlendirmesi hep yapılır malumunuz. Bende 2023 yılında Türkiye ve dünyada öne çıkan aramalar nelerdir onları araştırdım ve sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ülke gündemini arama trendlerini etkiliyor. Aramalar isimler, diziler, ne, nerede, ne zaman, nasıl gibi başlıklar altında araştırmaya konu oluyor. Mesela 2023 yılında en çok Türkiye’de aranan isimler Sinan Oğan, Dilan Polat ve Zaha. Diziler sıralamasında Yalı Çapkını, Wednesday, Kızılcık Şerbeti bulunuyor.

En çok aranan tariflerin başında aşure tarifi, güllaç ve acai bowl tarifleri bulunmakta. Nerede sorusuna ilişkin; deprem nerede oldu, Elbistan ve Gazze nerede soruları Google’a soruldu. Nasıl kelimesini teravih namazı nasıl kılınır, bayram namazı nasıl kılınır ve deprem nasıl oluşur takip etti. Ne zaman sorusu, meteor yağmuru ne zaman, seçim ne zaman, ikinci tur ne zaman olacak şekilde sıralandı. Depremden sonra özellikle çevre illere göç eden kişilerden sonra Google’a bu nerenin plakası diye de soranlar çok oldu. Sıralama şu şekilde; 88, 50 ve 23 nerenin plakası şeklinde. En çok aranan şarkı sözlerinden ilki Antidepresan şarkısı, ikincisi Enerji, üçüncüsü de Bi tek ben anlarım olarak kayıtlara geçti.

Dünyada en çok aranan haber, son zamanlarda gündemimizden düşmeyen İsrail ve Gazze savaşı, ikinci sırada Titanik ve Türkiye depremleri geliyor. Dünyada en çok aranan isim  Damar Hamlin. Hatırlarsanız maç sırasında kalbi durmuştu o yüzden en çok aranan kişilerin başında geliyor. İkincisi ise trafik kazası geçiren ve ağır yaralanan Jeremy Renner oldu. Üçüncü sırayı, Romanya’da insan kaçakçılığı, tecavüz ve suç örgütü kurmaktan yargılanan Andrew Tate izliyor. En çok aranan film Barbie, Oppenheimer ve Jawan oldu. Dizilerde ise sıralama şu şekilde; Last of us, Wednesday, Ginny & Georgia.

Bakalım 2024’te en çok neleri arayıp Google’dan öğrenmeye çalışacağız.

Sporda Şiddet

Türkiye’de yaşanan şiddet vakaları gün geçtikte artıyor. Ana akımdaki haberlerde özellikle kadına şiddet, çocuğa şiddet yada trafikte şiddetle ilgili haberleri izliyoruz. Sporda şiddette uzun zamandır vardı fakat geçen gün gerçekleşen MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor maçında hakem Halil Umut Meler’in, sahaya giren Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca tarafından yumruklanması sporda şiddet tartışması bir kez daha gündeme getirdi.

Halil Umut Meler’in sağlık durumu şu anda iyi taburcu da edildi fakat kemik kırıkları mevcut. Dolayısıyla şu anda Faruk Koca, Halil Umut Meler’i kamu görevi yaparken kasten yaralama ile 10 yıl 3 aya kadar hapisle yargılanması söz konusu. Koca, iki yıldan fazla ceza alırsa da sürekli hak mahrumiyeti cezası alacak ve kulüp başkanlığı da yasaklanacak. 

Genellikle futbolda gördüğümüz şiddetin önüne geçememe sebeplerimizden bir tanesi, Türkiye Futbol Federasyonu’nun olayı gerçekleştiren kişilere ufak tefek cezalar vermesidir. Hatırlarsanız 2015 yılında Çaykur Rizespor- Fenerbahçe maçı sonrası yola çıkan Fenerbahçe sporcularını taşıyan takım otobüsü saldırıya uğramıştı. Hatta bu saldırı sonucu takım otobüsünün camları kırılıp, otobüs şoförü yaralanmıştı. Saldırı esnasında av tüfeği ve pompalı tüfek kullanıldığı ortaya çıkınca şok olmuştuk. Şahsen ben olmuştum, sizi bilemeyeceğim.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi:”Bu ülkeyi bölemeyecekler. Bayrak inmeyecek. Ezanlar susmayacak, bunu herkes bilsin. Şiddete büyük yaptırımlar gelecek” şeklinde bugün bir demeç verdi. Spordaki şiddetle bayrağımızın ve ezanımızın ne ilgisi olduğunu anlamamakla beraber bende şiddete karşı caydırıcı cezaların verilmesi kararındayım. Maalesef spor dallarındaki bazı yöneticiler nasıl olsa ceza vermezler diyerek ve siyasi iradeyi kullanarak şiddete bulaşabiliyor. Bu arada yaşanan şiddet olayından sonra ertelendiği açıklanan ligler 19 Aralık’ta tekrardan başlayacak.

UEFA tarafından düzenlenecek olan Avrupa Futbol Şampiyonası 2032 yılında Türkiye’de gerçekleşecek. Umarım ülkemizde yaşanan sporda şiddet olayları ve zengin bahis skandallarıyla gerçekleşecek şampiyona elimizden gitmez.

Ölümlü Dünya

Uzun bir aradan sonra merhaba. Biliyorum biraz sizi beklettim ama tekrar yazılarımla karşınızdayım. Bu seferki yazımda beni çok eğlendiren bir Türk filmiyle sizi tanıştırmak istiyorum: Ölümlü Dünya.

İsminden anlaşılacağı üzere ölümle komediyi bir arada barından bir durum komedisi. Ölümlü Dünya iki filmden oluşuyor, ilk film 2018’de vizyona girdi. Ben Netflix’de izlediğim zaman “amaan hiç o kadar da komik değilmiş” deyip sonra 3 kere daha izleyip kahkahalarla gülen biriyim. O yüzden ilk seyrettiğinizde size de böyle gelebilir lakin Ölümlü Dünya bir durum komedisi ve karakterler üzerindeki esprilere odaklanmak gerektiğini akılda tutmamız gerektiğini belirtmek isterim.

Konusu; Haydar Paşa Garı’nda Anadolu Tat 1071 adında bir lokanta işleten Mermer Ailesinin hikayesini kapsıyor. Esnaf gözüken ailenin altında yatan büyük bir sır mevcut buda onların dünya çapında bir örgüt için kiralık katil olmalarıdır. Bir gün deşifre oluyorlar ve sonrasında hikaye orada başlıyor. İlk filmde, peşlerine düşen örgüt çalışanlarından kaçarken başlarına gelen komik olayları izliyoruz. Oyuncular; Ahmet Mümtaz Taylan, Feyyaz Yiğit, Alper Kul, Sarp Apak, İrem Sak, Doğu Demirkol, Mehmet Özgür, Özgür Emre ve Meltem Kaptan. Yönetmenliğini Ali Atay, senaristliğini de Ali Atay, Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi paylaşıyor.

Ölümlü Dünya’nın devam filmi 1 Aralık’ta vizyona girdi ve ben ilk defa tek başıma sinemaya gittim. Benim için güzel ve keyifli deneyim oldu o yüzden birazda size Ölümlü Dünya filminden bahsetmek istedim. Ölümlü Dünya 2, örgüt tarafından kaçırılan Zafer’i (Doğu Demirkol) kurtarmayı kapsıyor. Devam filminde Mermer Ailesi’ne dahil olan Giray Altınok da rolünün hakkını verdiğini söylemeden geçemeyeceğim.

Ali Atay ve Feyyaz Yiğit’in bir röportajını dinleme fırsatım oldu. Orada şöyle diyorlardı “senaryonun oluşması için bir araya gelip fikirleri söyleyip bir havuz oluşturuyoruz daha sonra o havuzdan en iyilerini ayıklıyoruz. Ama bazen senaryo 200 sayfa bile olabiliyor.” Bu arada aslında Ölümlü Dünya 2 senaryosu pandemi öncesi yazılmış ve bitmiş. Pandemi nedeniyle anca çekilip şu an vizyona girebilmiş.

Benim Ölümlü Dünya serisini beğenmemin asıl sebebi; sanki oyuncular doğaçlama yapıyorlar. Senaryo akılcı şakalarla o kadar güzel akıyor ki, bende o ekibin arasında olsam da eğlensem diyorum. Bu arada filmin müzik seçimleri inanılmaz. İlk filmde “Anadolu Tat 1071” ikincisinde “Dündar Dinç Geliyor” müziklerini kendileri yapmışlar. Dolayısıyla gülmek istiyorsanız önce ilk filmi dijital platformlarda izleyip, ikinci filmi vizyonda izleyebilirsiniz.