Dijital Diktatörlük Çağı

Bu zamana kadar yaşadığımız bir çok soğuk savaş sonrasında küresel normların değişmesiyle birlikte dijital diktatörlük kavramı ile esasında yeni tanışıyoruz. Ülkelerin sosyoekonomik yapıları ve askeri alanlarının gelişmesi, kitle iletişim araçlarını da daha etkin kullanmasına neden oldu. Aslında çok önceden bu süreç kendini göstermeye başlamıştı. Küreselleşen dünya şartlarıyla, dijital dönüşümün ayak sesleri gümbür gümbür geliyordu. Asıl önemli olan soru şu: biz bunu ne zaman farkına varacaktık?

Yazımı okurken, Black Mirror dizisini izleyenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. 3.sezonun ilk bölümünün adı Dibe Vuruş ve insanlar akıllı cihazlarıyla birbirlerini puanlıyorlar. Kullanıcıların gözlerindeki aygıt sayesinde insanların kaç puanları olabildiğini görebiliyorsun. Bu bölümde insanların hep daha yüksek puan alma maceraları işleniyor ve ne pahasına olursa olsun sosyal refahını arttırmaları için insanoğlunun neler yapabileceği gerçekleriyle bizi baş başa bırakıyor. Senaristler, dizinin tüm bölümlerinde şu an belki de olmayan ama ileride kesin olacak günlerimizi tek tek ve korku dolu gözlerle bizlere izletiyorlar. Sıkı durun, yukarıda bahsettiğim 3.sezonun ilk bölümünü zaten Çinliler 2014 yılında tasarlaya başlamıştı desem, ne dersiniz?

2014 yılından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti, tüm vatandaşlarını sosyal kredi sistemi alt yapısına hazırlamış ve bu şekilde ülkesinde yaşayan insanları kontrol altına almaya başlamıştı. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, iç güvenlik devlet politikasını geliştirerek yapay zeka ile yüz tanıma, yaş, ırk, cinsiyet gibi özellikleri sistemine işlemeye başladı. Bu arada küçük bir dip not vermek isterim ki; dünyada en çok kamera sayısı Çin Halk Cumhuriyeti’ndedir.

2017’de BBC haberinde ele alınan bu konu deney yoluyla iç güvenlik politikasının nasıl işlediğini açıklıyor.* Yani dijital diktatörlük çoktan başlamıştı ve Türkiye olarak bizim belki de haberimiz yoktu. Kısacası, dijital diktatörlük insanların yapay zeka teknolojisini kullanılarak kendi sosyal puanlarının arttırılmasına verilen addır.

Şimdi durup düşününce, koronavirüsün ilk başladığı Wuhan şehrinin Çin’de olması ve tüm dünyayı sarmasına rağmen virüsü en çabuk kontrol altına alan ülkenin yine Çin Halk Cumhuriyeti olması sizlere de artık şaşırtıcı gelmiyor umarım ??‍♀️

*https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41693643

Dijital Diktatörlük Çağı” ile ilgili 20 görüş

      1. Sedat Demirer

        Elif’çim kutlarım farkındalığının.
        Sorun ortada her işimizi dijital ortamda hallediyoruz. Önce her şeyden kurtulduğumuzu işlerimizin çabuklaştırıldığını düşündürttüler. Sonra insan gücüne ihtiyacı sistem olarak azalttılar. Hamallık işleri dışında kalan idari işleri bilgisayara programladılar, bilinçaltı yüklemeleri bağımlı bir yaşam vs. vazgeçebilir miyiz ?
        Çözüm bence milli yazılımlarla en azından küresel planları bozmak. Aslında çok çözüm var. Ama benden bu kadar…

        Yanıtla
  1. Oya Girişgin

    Elif ne kadar güzel anlatmışsın, bağlantı kurmuşsun. Okurken akıp gitti cümlelerin. Başka bir bakış açısı kazandırdın bana, teşekkürler. Harikasın !

    Yanıtla
  2. Ozan akbaş

    Son 15 yılı olabildiğince güzel ve kısa bir şekilde özetlemiş gene harika bir yazı bu diktatörlüğü gözlerimize soka soka yapan ve daha sert şekilde yapmaya çalışan her dünyada mal satmadığı tek bir ülke kalmayan ve 21ci yüzyılın süper gücü (made in china) ve ne kadar teknoloji gelişir ve biz bu durumu kanıksarsak okadar kolay kontrol edilebilcez malesef…

    Yanıtla
  3. Nurhan IŞKIN

    Artık geri dönüş yok maalesef ? Yapay zeka iş başında ve tüm dünya devletleri bu alanda en güçlü yapıya sahip olmaya çalışıyor. Dizilerde işlenen konular ürkütücü ve ben gerçekleşmesinden ( zombi ve çipler) korkuyorum…
    Başarılı bir yazı olmuş Elif’cigim. Emeğine sağlık…

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir