2 Aralık’taki yazımla beraber 7 sene sonra tekrar yazmaya başladım biliyorsunuz. “Nerelerdeydim Ben?” başlığının altını yavaş yavaş doldurma zamanımın geldiğini düşünüyorum. 32 yaşındayım ve 2010 yılından itibaren bilfiil çalışma hayatındayım. Hem aldığım eğitimler hem de edindiğim tecrübeler, beni aslında tam olarak “dijital dönüşüm” kavramının ortasına oturtuverdi.
Hayatımıza koronavirüsün dahil olmasından sonra öngörülen bu değişiklik, olması gereken değişim ve dönüşümün 10 yıl öne çekilmesine neden oldu. Bu durumuda takdir edersiniz ki dünyaca yaşadığımız pandemi süreci tetikledi. Dijital dönüşüm kavramını kullanmadan geçirdiğimiz herhangi bir iş toplantısı ya da arkadaş sohbeti kalmadı sanırım. Ayrı ayrı dijital ve dönüşüm olan bu 2 kelime gerçekten çok kıymetli, bir de doğru ve etkin kullanıldığında yaratacakları sinerjiyi siz düşünün.
Diğer ülkelere göre ülkemizde daha geç hayata dahil olan e-ticaret sektörü dijitalleşme terimini su yüzüne çıkardı diyebiliriz. İnternet bize AnaBritannicalarımızın yüzüne bakmamayı nasıl öğrettiyse, e-ticaret de perakende sektörünü hızlıca dijitalleşmesine ön ayak oldu bile. Evet, pandemi süreci ürün ve hizmetlerin dijitalleşme sürecini hızlandırdı bunu hepimiz kabul ediyorduk lakin daha önceki yazılarımda (7 sene kadar önce) bahsettiğim gibi dijitalleşme çok önce başlamıştı. Sadece biz bunu görmüyorduk. Benimde içinde olduğum belli bir kesim bunun farkında olup o alanda çalışıyor, para kazanmak için çeşitli geliştirmeler yapıyordu. Şimdi ise herkes bu işe gönül vermenin peşinde!
Peki pandemi süreciyle nasıl bir dijital dönüşüm yaşandı biraz bundan bahsedelim. Çoğumuz uzaktan çalışma (home office) sistemine geçtik. Eğitimler uzaktan yapılmaya başlandı, uzaktan sağlık desteği alır olduk, uzaktan alışveriş yapıp satış hacmi rekorları kırdık. Aslında bu ürün ve hizmetler uzun zamandır hayatımızdaydı ve sadece şu an yaygınlaştı. Eskiden özellikle 15-40 yaş bu dijital ortamı kullanırken şimdi 65 yaş üstü bende internetten bunu aldım, nasıl olmuş diyor. Teknoloji araçları sayesinde daha çok dijitalleşme gerçekleşirken bu döneme ayak uydurmamız pandemiyle hızlandı diyebiliriz.
Var olan toplumsal ve sektörel ihtiyaçların dijital çözümlerle değişime uğraması hepimizin vizyonunu geliştirdi. Gereksinimlerimizi artık daha kolay, uygun ve hızlı bir şekilde karşılar olduk. Dijitalleşen sadece ürün veya hizmet değil tabi ki. Paranın dijitalleşmesi de şirketlerin ve girişimcilerin farklı bakış açılarıyla para kazanma alternatiflerini arttırdı. E- ticaret sektörünün beklenmeyen şekilde büyümesiyle dünyada e-ticaret hacminin 2020-2023 yılları arasında %56 büyümesi bekleniyor. Türkiye’de e-ticaret hacminin ise %180 büyümesi beklenmekte. Dolayısıyla toplum olarak dijital dönüşüme baya hazırmışız da, haberimiz yokmuş…