Son yıllarda yaşanan siyasi, sosyoekonomik ve sağlık krizlerindeki artışlar, toplumumuzun gelişimini ciddi anlamda etkilemeye başladı. Dünyada ve komşu ülkelerde meydana gelen değişimlere Türkiye’nin uyum sağlamada gecikmesi, krizlerin şiddetinin artmasına neden oldu.
Ben 2012 Bahçeşehir Üniversitesi Küresel İşletmecilik ve Pazarlama yüksek lisans mezunuyum. Derslerimizden bir tanesi kriz iletişimi idi ve bu derste dünyada yaşanan bir çok krizi ele alarak projeler yapmıştık. Her hafta iple çektiğim ve oldukça faydalı bilgiler öğrendiğim konuların başında gelir benim için “Kriz Yönetimi”. O yüzden kriz başlığı altında birçok vakayı sizle paylaşmak için bir okuma serisi hazırlamayı planladım, umarım keyif alırsınız.
Öncelikle kriz kelimesini nasıl tanımladığımızı ve nelere sebep olabileceğinden kısaca bahsetmek istiyorum. Kriz, iç veya dış çevreden gelen olumsuz etkiler sonucu, kurumların mevcut denge durumlarını kaybetmesidir. Yeni bir denge noktasına gelinceye kadar geçen süre içinde yaşanan belirsizlik, yöneticileri paniğe sokabilmekte, çalışanlarda kaygı ve güvensizlik duygularını ortaya çıkarabilmektedir. Bu ortam, kargaşaya ve çalışanların iletişim kopukluğuna sebep olmakla birlikte, işletmelerin sonunu getirebilmektedir.
Kriz iletişimi kaynaklarında, 1982’de yaşanan “Tylenol Krizi” bu alanda bir çok akademik çalışmanın başlamasına neden olmuştur. 30 Eylül 1982 yılında Şikago’da (Chicago) “Tylenol” ilacındaki kapsüllere bulaşan siyanür nedeniyle 3 kişinin hayatını kaybetmesi, Tylenol üreticisi olarak Johnson & Johnson için büyük bir krize neden olmuştur.
Kısa bir sürede hayatını kaybeden kişi sayısının 7’ye çıkması, şirketin piyasa değerinin düşmesini de tetiklemiş oldu. Johnson & Johnson üst yönetimi, krizin ilk şokunu atlattıktan sonra, Tylenol şişelerini sadece Şikago’da değil tüm eyaletlerden toplatarak krizi çözdü. Ve hiç tereddüt etmeden şirket “Değerler Metni” nde yer alan kuralları uyguladı, halkın sağlığını ön planda tutarak hareket etti. Johnson & Johnson firmasının “Değerler Metni” nin ilk maddesi şöyledir: “Bizim şirket olarak birinci önceliğimiz doktorlara, hemşirelere, hastalara, annelere ve bizim ürünlerimizle hizmetimizi alan herkese karşı olan sorumluluğumuzdur”. Johnson & Johnson Tylenol krizi, sadece etik olarak hareket edilip çözülen bir vaka olmamakla birlikte, aynı zamanda olayın kötü sonuçlarını da önceden tahmin edebilecek ve ona göre aksiyon alabilen bir yönetim kadrosunun olmasından dolayı, kriz iletişim yönetimi örneklerinin başında gelmektedir.
Bu vakadan da anlayacağınız üzere, kriz yönetiminde dikkate alınacak bir kaç husus vardır. Bunların başında; krize neden olan şirket veya şahıs halka her türlü bilgiyi açık olarak sağlaması gerekmektedir. Krize sebep olan (bu vakada ilaç) her ne ise hemen toplatılmalı ve sabotajları engelleyici önlemler alınmalıdır. Kriz iletişim yönetimindeki ikinci aşamayı başlatma konusundaki bilgilerimi, bir sonraki kriz yönetimi başlıklı yazımda yine bir örnekle ele alacağım. Şimdiden sabırsızlanmaya başladığınızı hisseder gibiyim 🙂
Kriz, iletişim ve yönetim kavramları bir arada. Heyecanla bekliyorum devamını
Vaka örnekleriyle kriz yönetimi ve kriz iletişimini anlatmayı bende iple çekiyorum 🙂
Kriz Öykülerini ele alıp sunmak mükemmel bir proje. Çok iyi düşünmüşsün. Tebrik ederim. Hem değişik hem de aydınlatıcı bir yazı.Bana da heyecan verdi. Senin düşünce yapında toplumda çok az kişi var. Başarılar dilerim.
Sizin gibi siyaset, ekonomi ve finans alanında üstad bir yazardan bunu duymak onur verici. Fırsat bulup yazılarımı okuduğunuz için çok mutluyum. Güzel yorumlarınız için ayrıca teşekkürler.
Dünya devlerinde olan Johnson&Johnson’ın böyle bir kriz yaşadığını bilmiyordum. Benim için yeni bilgi öğrendiğim bir yazı oldu.
O zaman bir sonraki Gerçek Kriz Öyküleri II yazıma seni bekliyorum 🙂
Devamını merakla bekliyorum. Kalemine sağlık kuzum…
Çok teşekkürler Nurhan Teyzem 🙂
Hem teknik anlamda bilgi kazandıran hem de gerçek olay paylaşımıyla film tadında bir roman okuma keyfini yaşatan bir yazı olmuş. Devamını merakla bekliyorum. Kalemine sağlık, bravo.
Bu kadar beğenileceğini tahmin etseydim daha önce kriz öykü serisini yazardım? Sizi heyecanlandırmak bana da çok keyif veriyor Yiğit’çim 🙂
Çok keyifli bir yazı olmuş. Uzman olduğun konuyu hepimizin anlayacağı bir dilde örnekleyerek anlatman kolay hayal de etmemize neden olmuş. Devamını heyecanla bekliyorum..
Hem farklı hem de bilgilendirici konulara değinmek istiyorum, sanıyorum hepimiz bu tarz yazılara aç kaldık. Yorumların için çok teşekkürler…
Harika konulara değiniyorsun. Takipçinim. Çok keyifle okudum. Anlatımın ve bakış açın çok çok iyi. Devamını bekliyorum.
Müjde Teyzem, senin gibi başarılı ve vizyoner bir akademisyeni takipçim yaptığım için çok mutluyum 🙂
Mükemmel bir yazı dizisi olacak … Heyecanla devamını bekliyorum:)
Ben de sizi heyecanlandırmak için elimden geleni yapacağım ?
Johnson&Johnson’ın bu şekilde bir kriz yaşadığını bende ilk defa okudum ve şaşırdım. Ama burada önemli olan bu olayı yaşamamak değil bence tabi ki hiç bir şirket yaşamak istemez ama olay yaşandıktan sonra ki şirketin tutumu ve bu olay karşısında belli bir planı olup bunu uygulayabilmesi gerçekten şuan ki zamanda bile çok büyük bir örnek aslında. Çok güzel bir yazı olmuş devamının gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum…