Türkiye’de yeni yeni kullanılan itibar kavramı, özellikle şirketler için önem arz ediyor. Çünkü kurumsal itibar, bir şirketin toplumda yarattığı güveni toplam pazar değeri içindeki katkı payını ölçümlüyor. İtibar elle tutulamıyor ama yüksek değerlere sahip olabiliyor. Kurumsal itibarı oluşturmak bireysel itibar yaratmak kadar kolay değil. Tekil bir çalışma yok hep bütünü düşünerek hareket etme içgüdüsü mevcut. Yapılan çalışmalar şirketin bünyesine uygun şekilde giydirilmeli ve herkes tarafından aynı kanıya varılması sağlanmalıdır. Kurumsal itibar birbirine geçen 3 öğeyle oluşur:
- Kurumsal İletişim ve Kurum Kimliği: İşletmeler hedef kitlelerine ulaşabilmek için iletişime geçerler ve kullanılan iletişim iş ahlakına, etik değerlere ve vizyona sadık kalınarak kullanılır. Tüketicilerin en önemli yargıları alışveriş sırasında oluşur. Kurumsal iletişimi ve kimlik yapısı kişinin raflardaki görsellikten başlayarak tüketimden ve hatta daha sonrasında devam eden ürün deneyiminin kalitesine kadar sürer. Ama tabi kurumsal iletişiminde unutulmaması gereken en önemli unsur medyadır. Medya kurum için önemli bir araçtır, aradaki ilişki samimi , saygılı ve etik bir şekilde olduğu sürece iletişim doğru ilerler. Hedef kitleye en uygun medya kanalını belirleyerek, en doğru zamanda iletişime geçmekte stratejik bir yönetim gerektirmektedir. Tüketicilerin %84’ü itibarın kurumsal iletişimde güven oluşturduğu araştırmalarla da kanıtlanmıştır.
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Girişimler: Farklılık yaratmadıkça rekabetin cirit attığı piyasalarda tutunmanız pek mümkün değil. İşletmelerde bu yöntemi sosyal sorumluluk projeleri yapmakta buluyor. Yapılan kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları sadece dış hedef kitleyle iletişimi sağlayan çalışmalar olmamalı, kurum çalışanlarına yönelikte sosyal çalışmalar yapılarak, çalışanın kurumu benimsemesi ve çalışanların işlerine karşı sorumluluklarının artması sağlanmalıdır. Böylelikle çalışanların da katılarak toplumsal değere katkı sağlanması planlanmalıdır. Sosyal sorumluluk projelerini tasarlarken konuyla özdeşleşmiş sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa çalışmak; bilgilerin doğru ve hızlı bir şekilde doğru kişilere ulaşmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşuna kaynak aktarmak topluma katkı sağlarken işletmelerinde kurumsal saygınlığını ve toplum gözünde fayda değerini arttırır. Bu arada bu çalışmaların sonucunda kurumun herhangi bir geri dönüş beklentisi olmamalıdır çünkü kurumsal sosyal sorumluluk projeleri toplumun belirli bir konudaki ihtiyacını gidermek amaçlı düzenlenir. Ama malesef Türkiye’de bunun örneklerini bulmak hiçte kolay değil…
- Liderin Rolü: Her yönetici lider vasfına sahip olmayabilir. Dolayısıyla lider diye tanımlayabileceğimiz kişiler; yaptıkları işten ve bunu paylaşmaktan heyecan duymalı ve benimsenen kurum misyonunu tüm çalışanlara empoze edebilmelidir. Liderler kurumun iç yapısıyla ilgilenirken dışa yansıyan yüzüdür aynı zamanda. Çünkü kurumu vizyonuna uygun şekilde yönetirken gerekli olan değişiklikleri yapıyor ve sonucunda kurumun itibarını yönetmiş oluyor. Başarılı liderler kurumunu en iyi düzeye taşıyabilme özelliklerine sahip olmalıdır. Kurum olarak ne kadar iyi işler çıkarırsanız çıkarın, lideriniz kuruma yakışır şekilde davranmazsa itibarınız bir anda yerle bir olabilir.
Kurumsal itibar bir şirketin en önemli değeri olduğu için şirketler itibarlarını oluştururken yukarıda bahsettiğim maddelere dikkat etmelidir. Ne kadar kurumsal desek de aynı söylemler bireysel itibar içinde geçerlidir, söylediklerimi deneyip sonuçları net bir görebilirsiniz ?