2 senedir Beşiktaş’ta oturuyorum annem söylemese Saray Kolleksiyonları Müzesini’nin varlığından haberim olmayacaktı. Daha önce Dolmabahçe Sarayı’nın deposu olarak kullanılan Matbah-ı Amire’ne şu anda ziyaretçilere açık depo- müze olarak faaliyet göstermekte. Müzenin depo bölümünde yaklaşık 43.000 tarihi obje olduğu söyleniyor. Saray Kolleksiyonları Müzesi aynı zamanda dönemlik sergilere de ev sahipliği yapmakta. Bende dün bu sergilerden bir tanesini dolaştım ve çok etkilendim: Emel Ogan’ın Katı’ Minyatür ve Tezhip Sergisi.
Zaten ilk dikkatinizi çeken eserlerin ince ince en küçük detayına kadar güzel bir şekilde işlenmiş olması ve renklerin adeta birbiriyle dans ediyormuş gibi uyumu. Gerçekten bazı eserlerde ağzım açık kaldı diyebilirim. Bir A4 boyutunda kağıda yada deriye yapılmış Piri Reis’in dünya haritası ve Katı’ Sanatıyla birleşimi, görmeniz lazım o 2 sanatın birbiriyle bütünselliğini.
Katı’ sanatıyla ilgili hiç bir şey bilmezken yarım saat içinde görsel olarak tatmin oldum ama daha fazla bilgiye sahip olma merakım beni yalnız bırakmadı ve araştırmaya başladım. 16. yüzyıldan beri kullanılan geleneksel sanatlarımızdan bir tanesi olmakla birlikte desen, motif veya yazının özel bir teknikle oyulup başka bir zemine yapıştırılmasıyla uygulanıyormuş Katı’ Sanatı. Katı’nın anlamı da Osmanlıca’dan geliyor kesme, kesilme, kat edilen demekmiş. Bu sanat dalına en çok yakışan çiçek, bitki, vazo, doğa manzarası ve hayvan figürleri.
Emel Ogan 12 yıldır profesyonel olarak Katı’ sanatını icra ediyor ve bu sergide katı’ ve minyatürden 70 tane eserine yer veriyor. Benim favorilerim hayat ağacı serileri. Eserlerinden örnekleri aşağıdaki linkten görebilirsiniz fakat size tavsiyem sergiye gidip daha yakından incelemeniz. Emin olun pişman olmayacaksınız…
Ben, Katı Sanat eserlerini ilk kez Güzelbahçe’de bir kafe sahibi beni imza günü için davet ettiğinde görmüş ve hayran kalmıştım. Kursiyerlerin sabır ile o kağıtları kesmeleri ve ortaya çıkardıkları eserler muhteşemdi. Tabi kafe el değiştirdi ve ben sonrasında gittiğimde duvarları süsleyen o güzelim eserleri göremeyince çok üzülmüştüm.,.
Yazın bir çok okura belki de hiç duymadıkları bu sanat ile ilgili güzel bilgiler vermiş kuzum. Emeğine sağlık…
İzmir’de öyle bir kafe olduğunu bilmiyordum, el değiştirmesi keyifsiz olmuş.
Ben de 2012 yılında Katı’ sanatıyla tanıştım ve çok sevdim umarım herkes için keyifli bir yazı olmuştur ?