Post-Dijitalleşme

Pandemiyle birlikte hepimizin hızlı bir şekilde dijitalleşmesi, yeni kavramları daha kolay anlamamıza neden oldu. Alışverişimizin, çalışma düzenimizin ve hatta sevmelerimizin-sevilmelerimizin bile dijitalleştiği bu döneme “post-dijitalleşme dönemi” deniyor. Dijitalin hayatımıza şekil verdiği düzen de diyebiliriz. Bu çağ nesnelerin interneti (IoT), ses teknolojileri, yapay zeka ve gerçeklik teknolojilerini (AR, VR, MR) içinde barındırıyor.

Post-dijitalleşme döneminin en önemli özelliklerinden bir tanesi de hız. Dijital dönüşüm ile teknolojinin gelişme hızı da arttı. Yakın zamanda hayata geçen bir projede insan beyni kablo bağlantısına ihtiyaç duymadan bilgisayara bağlandı ve beyin mesajları bilgisayara iletildi. BrainGate teknolojisiyle katılımcılar düşünce gücüyle bilgisayara komut verebildi. Facebook’ta post-dijital çağa ayak uydurarak, düşünceleri doğrudan yazıya dökebilen bir teknolojinin üzerinde çalıştığını açıklamıştı. Farkındaysanız her geçen gün biraz daha teknolojiyle iç içe yaşamaya alışıyoruz.

Sürekli çevrim içi olmak post-dijitalleşme çağının başka bir özelliği. Hayatımızın her anında internet ile temas halinde olmak, anı kaçırmamak işin özü. Her şeyin hızla değiştiği bu dönemde müşterilerin beklentileri de çok yüksek. Tüketiciler özgür olmak istiyor ve anlık beklentilerine uyum sağlayan markalarla hayatlarına devam ediyorlar. Eğer müşteri istediğini bulamıyorsa yola başka biriyle devam etmekten hiç çekinmiyor ve bu da yeni nesil tüketim yolculuğunun bir parçası haline geliyor. Bir açıdan da tüketicilerin değişen davranış şekilleri iyi ürün ve hizmetlerin çoğalmasına, daha iyi tasarımlara, zamanında dağıtım hizmeti verilmesine neden oluyor.

Post-dijital dönemin en büyük oyuncuları Y ve Z kuşağıdır. Bu çağa öncülük eden, tüketici davranışlarını değiştiren esas Z jenerasyonu olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Z kuşağı teknolojinin içine doğmuş, sorgulayıcı, bilgiye çabuk ulaşmayı isteyen, hayatını internet ile geçiren kişilerdir. Farklı bakış açılarıyla markaların eşsiz müşteri deneyimini yaşatmasını isteyen ve yeni nesil tüketim alışkanlıklarına yön veren Z kuşağı post-dijital çağın en önemli unsurlarındandır.

Koronavirüs ile birlikte mesafelerin artması, sokağa çıkma yasakları teknolojiyle daha çok haşır neşir olmamıza sebep oldu. Dijitalleşme hepimizin kişisel gelişimize katkıda bulunmuştur. Bundan sonraki süreçlerde markalar gelişen teknolojiye ayak uydurarak rakiplerinin önüne geçmek için çeşitli stratejilerle müşterilerine yaklaşmayı tercih edecektir. Bakalım ilerleyen post-dijital dönem bizlere neler gösterecek…

Post-Dijitalleşme” ile ilgili 5 görüş

  1. Müjde Çeliktaş

    Yine nokta atışı. Sevgili Elif bu korona sayesinde dijital platform yaşamım oldu ve adeta başımı kaşıyacak vakit bulamadım zira her işimi online halletme yoluna gittim, zaten sanal olan yaşamda labirent gibi sanal alemlerin içinde yolculuğumuz başladı. Bunu başaramayanlar terkedilmiş kara parçasında gemisini bekleyenler gibi mahsur kalıyor. Yola devam

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir