Hafta sonu genellikle herkes uyuyarak haftanın yorgunluğunu atmak ister fakat benim vücudum hiçbir zaman böyle çalışmadı ve çalışmıyor da. Cumartesi sabahı çalışma günü gibi uyanıp biraz araştırma yapayım derken arka planda televizyon açıktı. Sevdiğim bir programa kulak misafirliğim ilgi çekici gelmeye başlayınca televizyonun sesini daha fazla açtım. Hem kadın olarak hem de iş ahlakı olarak Burcu Esmersoy’u çok beğenirim. Belki biliyorsunuzdur Star TV’de Burcu ile Hafta Sonu diye bir program yapıyor uzun senelerdir. O günkü konuklarından diyetisyen Elvan Odabaşı’nın bahsettiği konular ilgimi çekti ve sizlere bahsi geçen kavramlardan derlenmiş bir yazı yazmak istedim.
Son zamanlarda yaşadığımız olaylardan dolayı uykuya geçmekte zorlanabiliriz, belki de uzun zamandır zorlanıyoruz da. Maalesef hayatımızda çok fazla uyaran var. Bazımız dijital çağın içerisine doğduk ama çoğumuz ise pandemiyle birlikte dijital çağa ayak uydurduk. Yeni jenerasyon yani z ve alfa kuşağı bu konuda oldukça deneyimli. Artık telefonlarımız gün içerisinde kaç saat ekrana baktığımızı, hangi uygulamalarda ne kadar vakit geçirdiğimizi bildirim olarak bize haber veriyor. Bu demek oluyor ki her geçen gün ekrana daha fazla bakıyoruz. En çok gözlerimiz yaşlanıyor çünkü gözlerimiz mavi ışığa maruz kalıyor.
Uyanıyoruz, dışarı çıkıyoruz, çalışıyoruz, sosyalleşiyoruz, eve geliyoruz, evde vakit geçiriyoruz ve uyuyoruz. Tüm gün boyunca maruz kaldığımız bir çok ışık spektrumu (çeşidi) bulunuyor. Gün ışığının enerjisi ve dalga boyuna göre kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve mavi ışınlar ışık spektrumunu oluşturuyor. Şimdi gelelim mavi ışığın vücudumuza olan etkilerine. Teknolojik gelişmelerle birlikte beyaz led aydınlatmada kullanılan ve zararlı olma ihtimali yüksek olan mavi ışıkla hepimiz farkında olmadan tanışmış olduk. Yapay aydınlatmaya yarayan mavi ışık, aslında gündüzleri bizi olumlu etkiliyor. Dikkatimizi arttırmakla birlikte modumuzu da yükseltiyor. Fakat mavi ışığın geceleri zarar verici özelliklerini de söylemeden edemeyeceğim.
Doğduğumuz andan itibaren yaşadığımız bir vücut saatimiz var. Karanlık olduğu zaman vücudumuz dinlenmek ister; aydınlık kısımda ise yeme, içme, çalışma, eğlenme gibi aktiviteleri yapmak istiyor. Vücudumuzu en olumsuz etkileyen ışık ise mavi ışıktır. Sabah uyandığımızda telefonla güne başlamamamız lazım çünkü gözümüzü açtığımızda direkt telefona bakarak gözümüzü yapay ışığa maruz bırakırsak o günümüz öyle geçiyormuş. Muhtemelen siz bunu okuduğunuzda şaşıracaksınız, emin olun bende şok oldum. Uyandığınızda ne kadar çabuk mavi ışığa maruz kalırsanız gün içerisinde o kadar tatlı yemeği isteğiniz artıyormuş! Saat kaç olursa olsun gece uyandığınızda telefonu elinize almamanız hatta telefonu odanızın dışında tutmanız öneriliyor. Erkek farelerde yapılan bir araştırmaya göre, gece vakti mavi ışığa maruz kalan farelere, en sevdikleri 3 farklı yemek alternatiflerini birde şekerli suyu önlerine koyuyorlar. Mavi ışıktan sonra fareler genellikle daha fazla şekerli su tüketiyorlarmış. Buradan çıkan sonuç, yatmadan 2 saat öncesinde telefon, tablet mavi ışık veren tüm cihazlardan uzak durmanız gerektiğidir.
Vücudunuzun saati size her zaman bilgi verir. Mesela saat 21:00 civarı melatonin hormonu salgılıyoruz. Vücut saatimiz bu zamanda salgılanması gerektiğini bize gösteriyor fakat biz mavi ışığa fazla maruz kalıyorsak vücut olması gerekenden fazla tepki veriyor. Vücut afallıyor ve hormonlar şaşırıyor. Vücudunuzda ki yağlanma, fazla besin tüketimi, kadınların yüzünde ya da çene bölgesinde sivilcelenme gibi belirtileri sizde fark ediyorsunuzdur. Kadınlarda östrojen hormonu düşerken, erkeklerde de testesteron hormonu aşağıya ivme kaydediyor. Hormonal dengesizlikler bir süre sonra duygu durum bozukluğuna neden oluyor ve bir bakmışsınız ki depresifleşmişsiniz.
Vücudumuzun sesini dinleyerek en önemli besinin uyku olduğunu ve vücut saatine göre yaşamamız gerektiğinin farkına varmalıyız. Uyku saatlerinizi netleştirmeniz ve yatağa girdiğinizde uyaranlardan uzaklaşmanızı sizlere öneririm. Sabahları da mümkünse telefonu olabildiğince geç elinize almanız gerektiğini unutmayın. Uykusuzluk çekiyorsanız, arkanızdan çok loş sarı bir ışık ile birlikte elinize kitap, dergi veya gazete alarak (ipad, telefon yada kindle değil) vakit geçirmeniz. Bir bakmışsınız bir süre sonra uykuya geçmişsiniz bile, buda benden size küçük bir tüyo olsun 🙂
Türkiye şartlarında düzenli uyku vs mümkün değil bence 😕
Insomnia diyeceğim..Uykusuzluk probleminin adı. Faithless’in böyle bir şarkısı da vardı. Bayağı da güzel bir şarkı 1990’larda. Dövizin bu hareketliliği kalbi olanlar için pek de iyi değil. Enerji dalgalanıp duruyor açıkçası. Hepimizin enerjisi çok değişiyor. Böylelikle insanlar tabii ki uyuyamıyor ne yazık ki. Zor zamanlardan geçiyoruz.
Maalesef uykusuz huzursuz günler geri geldi Mükellefin durumuna duyarsız kalamıyoruz ki
3 aydır diyet yapan 1 yıldır göz rahatsızlığı çeken biri olarak yatmadan hemen önce okuduğum yazınız ilgimi nasıl çekti bilemezsiniz. İçinden çıkarttığım şahane dersler var. Kalemimize sağlık
Alarmlarimizi mesela telefona kurmuyoruz 😉 hap bilgiler serisi , eline sağlık 🙂
Kalemine sağlık Kızım. Uykunun önemi ve yaşam tarzı insan için önemli ama teknoloji çağında yaşıyoruz.
O mavi ışıktan vazgeçmek gerçekten kolay değil ama sağlığımız için zorundayız. Farkındalık yaratan kıymetli bir yazı daha, kalemine sağlık 👏
Gayet güzel, bilgilendirici bir içerik olmuş. Tavsiyeleri uygulamak lazım. Çok teşekkürler.