Yeter Artık!

Yıllar önce hatırlarsanız Ensar Vakfı’nda 45 çocuk cinsel istismara maruz kalmıştı ve o zamanın Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu “bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz” diyerek hadsiz bir açıklama yapmıştı. HDP “çocuklara yönelik cinsel istismarı ve kadınlara yönelik şiddeti önlemede ihmali bulunduğu” gerekçesiyle, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı hakkında gensoru önergesi verdi ve yapılan oylama sonucu gensoru reddedildi. Bu karardan sonra meclisteki AKP’li milletvekilleri sıraya girerek bakanı tebrik etti!

Kadir Şeker, sokakta tanımadığı şiddete maruz kalan bir kadını kurtarmak istedi ve arbede sonucu kadını darbeden kişinin ölmesi sebebiyle ömür boyu hapse çarptırıldı. Olayın sosyal medyada gündeme gelmesi ve hukuki süreçlerin iyi bir şekilde yönetimiyle Kadir’in cezası 12,5 yıla indirildi.

2011 yılında ilk imzacısı ve şimdide ilk ayrımcısı olarak tarihe geçtiğimiz İstanbul Sözleşmesi yukarıda bahsetmiş olduğum benzer konuları ele alarak hazırlanmıştır. Kadına yönelik şiddet, ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi olarak geçen İstanbul Sözleşmesi’nin kapsamı ve önemini ele aldığım yazımı, buradan okuyabilirsiniz: https://eliferbak.com/istanbulsozlesmesiyasatir/

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, Türkiye’de gerektiği gibi uygulanmamakla birlikte, Cumhurbaşkanlığı tarafından kaldırılmak istendi. Danıştayın aldığı karar ile, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline red verildi. Cumhurbaşkanlığı “yargı denetimi dışındadır, Cumhurbaşkanı yetkisindedir” açıklaması yaptı. 1 Temmuz itibariyle Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak yargının tamamen siyasallaştığını gözler önüne sermektedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin devre dışı bırakılması yaşadığımız bunca şiddetin, istismarın ve cinayetin daha yasal hale gelmesine sebebiyet verecektir. Dün duyduğumuz ve hepimizin kanını donduran #elmalıdavası bunlardan bir tanesi. Antalya’da 2 küçücük çocuğun ailesi ve çevresi tarafından cinsel istismara uğraması ve adli tıp raporlarıyla kanıtlanmasına rağmen suçluların tutuksuz yargılanması Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “takibini sürdüreceğiz” açıklaması, kaçıncı davanın sonucunu şimdiden görüyormuşuz gibi hepimizi sinirlendirdi. Bilmediğimiz, duymadığımız o kadar fazla aile içi şiddet, çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet vakaları var ki, sevgili Bakanımız hepsinin takibini yapamayacağına göre hukuki düzenlemelere önem vermelidir.

Ülkece altının hiçbir zaman doldurulmadığı laflardan ve boş vaatlerden çok sıkıldık. Çocukların istismar edilmesine sesi çıkmayanlar, şort giyen bir kadın gördüklerinde ahlak bekçisi kesiliyorlar. Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorunda kalmaktan hiç ama hiç hoşlanmıyorum. Ensar Vakfı’nda olanları, Kadir Şeker’in başına gelenleri, birçok kadınımızın maruz kaldığı şiddeti, cinayeti, İstanbul Sözleşmesi’ni, Elmalı Davası’nı unutmayalım ve yüksek sesle yeter artık diyelim.

Yeter Artık!” ile ilgili 4 görüş

  1. Nurhan IŞKIN

    Söylenecek söz kalmadı. Ben hala insanların sessiz kalmasını şaşkınlıkla izliyorum. Dikkat ettiysen belli bir kesim tepki gösteriyor ve bu bana göre yetersiz. Kadın cinayetleri, cinsel istismar davalarında bu kadar taraflı olan Adalet temsilcileri de en az yapan yaratıklar kadar suçlu benim gözümde. Hele #elmalıdavası’ nda tahliye kararı anlaşılır gibi değil. ?
    Emeğine sağlık Elif’ciğim….

    Yanıtla
  2. Yiğit Çetingöz

    Sosyal medya ile adalet sağlanıyorsa bir ülkede, o ülke üzgünüm ki bitmiş demektir, tabi yönetim değiştiği taktirde daha güçlü ayağa kalkacağımız gerçeğini de hiç bir şey değiştiremez. Bu sebeple tez vakitte yönetimin gittiği günlere diyorum, ancak bu şekilde nefes almaya başlayacağız. Kalemine sağlık ?

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir